BOŞANMA VE BOŞANMANIN ÇOCUK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Boşanma bir ailenin başına gelebilecek sarsıcı olaylardan biridir ve beraberinde etki bırakacak bir dizi değişikliği de getirir. Yapılan araştırmalara göre, artık günümüzde her iki evlilikten biri boşanma ile sonuçlanıyor ve evliliklerin yarısı ilk 7 sene içerisinde sona eriyor. Bu istatistiksel veriler, boşanmanın ciddi bir sosyal konu olduğunu şüphe göstermez bir şekilde göstermektedir.
Anne ve babası boşanmış çocukların gelişimleri sırasında, diğer çocuklara oranla daha fazla psikolojik sorunlar yaşadıkları görülmüştür. Bu yüzden, giderek daha fazla çift, aileyi dağıtmanın doğru olup olmayacağını sorgulamaktadır. Hatta, kimi çift, en azından çocuklar büyüyüp evden ayrılana kadar kişisel isteklerini, hayallerini bir kenara bırakıp evliliği sürdürmeyi düşünmektedir. Fakat, yapılan araştırma sonuçları; çocukların iyiliği için bir arada kalmanın çok nadir işe yaradığını göstermektedir. Bazen bir arada kalmak, çocuklara anlaşmayan anne babaların boşanmasından daha çok zarar verebilmektedir. Kasıtlı sessiz kalmalardan, sürekli bağrış cağrışlardan, fiziksel şiddet göstermeye kadar çeşitli anlaşmazlıklara tanık olmuş çocuklar, boşanmış aile çocuklarından daha uyumsuzdur. Kısacası, bazen bir evlilik sorununu çözmenin tek yolu evliliği sona erdirmek olabilir.
Günümüzde evliliklerin sona ermesi sık rastlanan bir olay olduğu için, birçok çocuk- çok küçük olanlar hariç- boşanma kelimesini bilmektedir. Eğer evliliğiniz bir süredir gergin ve mutsuzsa, çocuklarınızın bir şeylerin yolunda gitmediğinin farkında olmaları büyük bir olasılıktır. Ama buna rağmen, boşanma hakkında az çok bir şeyler bilmek ve sürekli anne-babanın kavgalarına tanık olmak bile bir çok çocuğu, anne babasının ayrılıyor ya da boşanıyor olduğu haberine hazırlamaz. Olay patladığı zaman çocuklar gerçekten sarsılır. İstismar eden biri bile olsa, bir ebeveynden ayrı olmak çocukları korkutur. Düşünüldüğünde boşanma, basit anlamda evlilik sözleşmesinin sona ermesidir. Ancak ruhsal açıdan değerlendirildiğinde; aile birliğinin bozulmasına yol açan ve bütün aile üyelerini, hatta yakın çevredeki kişileri dahi sarsabilen karmaşık bir olgudur.
Boşanma süreci içinde yaşanan gerginlikler ve çatışmalar, çocuğun içe kapanmasına, anne babası tarafından sevilmediğini düşünmesine, gerginliklerin sorumlusu olarak kendisini görmesine neden olur. Bu sürecin son noktası olan boşanma ise çocuğun bu düşüncelerinde haklı olduğunun göstergesi olarak ortaya çıkar ve yoğun suçluluk duygusuna yol açabilir.
İster saldırganlık ya da hırçınlık, uyku ve yeme bozukluğu, alt ıslatma, dikkat problemleri ve okul başarısızlığı şeklinde olsun boşanma; çocukta bir takım uyum ve davranış bozukluklarına neden olmakta ve çocuğun gelişimini olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuz etkilerin en aza indirilmesi ancak anne ve babanın olumsuz tutumlarından kaçınmaları ile mümkündür. Asıl boşanmadan sonra, anne ve babalara sorumluluk düşmektedir. Bu dönemde çocuk yalnız kalmamalıdır. Genelde boşanma işlemi gerçekleştikten sonra, özellikle çocuklar küçük yaşta ise velayet anneye verilmektedir. Bu yüzden baba, çocuğun erkek figüründen uzaklaşmaması için çocuğu ile bağını her zaman sıkı tutmalıdır.
Çocukların, evliliğin sonlanmasına ve artık birlikte yaşamayacak olmalarına rağmen, anne ve babalarının yine onların ebeveynleri olacağını bilmeye ihtiyaçları vardır. Uzun süren çocuğa kimin bakacağı tartışmaları veya çocuğa bir tarafı seçme konusunda baskı yapılması çocuk için zedeleyici olabilir ve boşanmanın verdiği zararı arttırabilir.
Anne-babanın çocuklarının iyiliği için ve geleceği konusunda uyumlu olmaları ve bunu devam ettirmeleri önemlidir. Eğer çocuklar endişe belirtileri gösterirse profesyonel yardım da alınması yapılacak en doğru hareketlerdendir.
Uzm Psikolog. E. Selin Ucal
Empatia Psikoterapi ve Kişisel Gelişim Merkezi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder